Akkuyu’nun 40 Yıllık Macerası Sona Eriyor (Mu?)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’ın resmi konuğu olarak 3 Nisan 2018 tarihinde Ankara’yı ziyaret etti. İki liderin ortak basın toplantısında, Putin Akkuyu’da temeli atılan nükleer güç santralinin birinci ünitesinin işletime alınmasını Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Kuruluş yıldönümü olan 2023 yılına kadar yetiştireceklerini ifade etti. Bu açıklama ile, Türkiye ile Rusya Federasyonu arasında, arada bir kez tökezlese de, son on yılda artarak gelişen ilişkiler ağı içinde yüksek stratejik öneme sahip olan Akkuyu nükleer santralinin kurulması konusunda yıllardır süren tartışmalar tekrardan gündemdeki yerini aldı. Akkuyu merkezli olarak yapılan tartışmaların bir kaç boyutu bulunmakta. Bunlardan bir tanesini, nükleer enerji konusunda dünyanın hemen her köşesinde yapılan “güvenli mi, tehlikeli mi, ucuz mu, pahalı mı” ekseninde, nükleere karşı olanlarla, nükleer enerjiyi savunan kesimler arasındaki amansız tartışma oluşturmakta.

Akkuyu ile bağlantılı olarak yapılan tartışmanın bir diğer boyutunu ise, Türkiye’nin nükleer reaktörler kurmak istemesinin ardında aslında nükleer silah yapmak arzusunun olduğu iddiaları oluşturmakta. Bu konu uzun yıllardır uluslararası ortamlarda sıklıkla gündeme getirilmiş ve bir süredir ülkemizde de tartışılmaya başlamıştır. Bu arka plan dikkate alınarak, bu yazımızla, Akkuyu Nükleer Güç Santralı’nın temel atma töreni vesilesi ile, Türkiye’nin 50 yılı aşan nükleer macerasının belli başlı aşamalarına ışık tutmaya ve gündemdeki tartışmaların merkezindeki soruların bir kısmına açıklık getirmeye çalışacağız.

MAKALENİN DEVAMINI DERGİMİZE ABONE OLARAK OKUYA BİLİRSİNİZ...