AB, Türkiye Açısından, ABD ve NATO’ya Alternatif Midir?

Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasındaki ilişkilerde yaşanan gerilimin, geçmiş dönemlerden farklı olarak, uzun bir süredir yüksek düzeyde seyretmesi ve yakın gelecekte de bir iyileşme olacağına dair emarelerin bulunmaması sebebiyle, ülkedeki siyasi ve akademik çevrelerde yapılan bazı değerlendirmelerde, alternatif bir yaklaşım olarak, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerin yeniden ön plana çıkartılmasına yönelik görüşler ve öneriler sıklıkla gündeme gelmektedir.

Bu yazımızda, Türkiye’nin, gerek siyasi ve ekonomik çıkarları bakımından, gerek güvenlik ve savunma politikaları bakımından, ABD ve AB ile olan ilişkilerinin sanki birbirlerine alternatif seçeneklermiş gibi görülmesinin neden isabetli bir yaklaşım olmadığı ele alınacak ve içinde bulunulan uluslararası konjonktürde, ülke güvenliği ve savunması bakımından benimsenmesi gereken yaklaşımın ne olması gerektiği tartışılacaktır.

Türkiye’nin stratejik müttefikleriyle yaşadığı sorunlar

İkinci Dünya Savaşı sonrasında, galip devletlerden olan sınır komşusu Sovyetler Birliği’nin Boğazlar ile Kars ve Ardahan gibi doğu illeri üzerindeki taleplerinden ciddi tehdit algılayan Türkiye, önce “Marshall Yardımı” ile, daha sonra NATO üyeliği kapsamında, ABD ile ekonomik ve askeri alanlarda stratejik düzeyde ilişkiler içine girmiştir. Ancak, geride kalan 70 yıllık süreçte, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler hemen her dönemde sorunlu olmuştur. Bunun sebebi, bazılarının dile getirdiği gibi, bir tarafta ekonomik ve askeri imkan ve kabiliyetler bakımından dünyanın en güçlü ülkelerinden birinin olması, diğer tarafta ekonomik imkanları ve askeri kapasitesi görece daha sınırlı bir ülkenin olması değildir.

MAKALENİN DEVAMINI DERGİMİZE ABONE OLARAK OKUYA BİLİRSİNİZ...