TÜRKİYE, AFRİN’DEN SONRA NEREYE YÖNELECEK?

Afrin’de düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı 58 gün içinde bitti. Raco ve Cinderesi bölgelerindeki YPG savunma hatlarının hızla çökmesiyle Afrin’e giden yollar açıldı. Bu zaman zarfında dağınık ve yetersiz silah gücü olan ÖSO’nun öz güvenini kazanmış, düzenli bir ordu formatında çarpıştığı da gözlemlendi. Tam olarak disiplin konusunda eksiklikleri olsa da ÖSO verilecek hava desteği ile ‘başarı’ kazanılabileceğini gösterdi. Afrin’e düzenlenen harekat ile ABD ve desteklediği güçlerin Fırat Nehri’nin batısında manevi nüfuzu da kalmamış oldu. Daha önce örneklerini gördüğümüz YPG-Esad rejimi işbirliğinin de Afrin ile beraber karşılıklı sorgulandığı bir dönemi de getirdi. Zeytin Dalı Harekatı’nın başlarında YPG, Esed rejimini şehri savunmak üzere kente davet etmiş ama Şam belirli şartların karşılanması halinde bölgeye konuşlanabileceğini açıklamıştı. Şam tüm silahların teslim edilerek, Fırat’ın doğusundaki yönetim modelinin aksine tüm yönetim ve güvenlik alanlarında kendisinin olması gerektiğini iletmişti.YPG’nin başta ABD olmak üzere destek beklediği bu zaman diliminde Fırat’ın doğusunda uyguladığı bu taktik tutmadı. Her seferinde Suriye’nin toprak bütünlüğü içerisinde talepleri olduğunu iddia eden YPG/PYD’nin bu tutumu haliyle bundan sonra Şam ile olan ilişkilerinde de etkili olacaktır; zira Şam nezdinde Afrin süreci YPG’nin ‘ayrılıkçı’ bir yapı olduğu izlenimini kuvvetlendirdi. Keza Doğu Guta’ya hemen hemen bütün askeri kuvvetini yığan Şam’ın, Afrin’de YPG’nin ‘yardımına’ gelmesi de imkansızdı. Unutulan konu Esed rejiminin, birkaç yıldır verdikleri büyük kayıplara ve mücadelelere rağmen Suriye’de artık karar verme yetkisi yok. Afrin ile beraber Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde kontrolüne alacağı alanlardan Esed’in akıbeti ve YPG’nin durumu netleştirilene kadar ve Suriye müzakereleri tamamlanana kadar çıkması da beklenilmemeli.

MAKALENİN DEVAMINI DERGİMİZE ABONE OLARAK OKUYA BİLİRSİNİZ...